Bitlis'in İz Bırakan Şahsiyetleri
İZ BIRAKAN ŞAHSİYETLER

 

1. Şeref Han

 

Osmanlı Devletine tabi Bitlis hakimi ve Kürt tarihine dair meşhur Farsça bir eser (Şerefname) müellifidir. Babası Şemseddin Bey ecdadının ocaklığı Bitlis’in, Irakeyn Seferi sonunda Ulama Paşa’ya verilip kendisinin Malatya sancağına gönderilmesinden müteessir olarak I. Şah Tahmasp’a sığınarak itaatına girmiş. Şah da ona hanlık payesi ile Saray ve civarını vermiş.

Şeref Han, Kumm’a bağlı Kerehrüd kasabasında, Şemseddin Bey’in Musullu Emir Han’ın kızı olan zevcesinden 20 Zilkade 949 (25 Şubat 1543)’da dünyaya geldi. Dokuz yaşında Şah’a bağlandı; 12 yaşında, Ruzagi aşiretinin isteği üzerine, Şirvan’da Saliyan ve Mahmudaban Beyliğine getirildi. Ancak üç sene sonra, lalasının ölümü üzerine, meydana gelen karışıklıklar sebebiyle, babasının dayısı olup, Hemedan hakimi bulunan Muhammed Bey’e teslim oldu.

Şehzade Sultan Bayezid’in İran’a ilticası sırasında tekrar itibar kazanan babasına Kerehrüd tevcih edilmiş. Onun ölümü üzerine de Ruzagi aşireti beyliği Şeref Han’a iltica etmiş. İki sene Kazvin’de Şah’ın hizmetinde bulunan Şeref Han, Han Ahmed’in esaretine müteakip, Gilan’ın muhafazasına diğer beylerle beraber memur olup Gilanlı Haşim Sultan’ı mağlup ettiler.

Şeref Han, Şah Tahmasp’ın son yıllarında zuhur eden karışıklıkta huzursuzluk duyarak Şirvan’a gitti. II. İsmail’in cülusunda Kazvin’e çağrılarak kendisine Akrad Beylerbeyliği tevcih olundu. Kazvin’de oturarak Kürdistan, Luristan, Güran gibi yerlerdeki Akrad (Kürt) beylerinin idaresini üstlenen, Şeref Han gördüğü itibar, düşmanlarının kıskançlığını celp etti. Bunlar onu, Şah’ın yeğeni Sultan Hasan Mirza’yı tahta geçirmek üzere tertiplerde bulunmakla itham etmelerine ve Nahçivan hakimliği ile Kazvin’den uzaklaştırılmalarına sebep oldu.

Şeref Han muhtemelen bu sırada Osmanlı hükümdarına müracaat ederek ecdadının ocağı Bitlis sancağına talip olmuş olmalıdır. Osmanlı henüz Safeviler ile savaşmadığından Şeref Han’ın bu isteği yerine getirilmiyor; ama harbin başlamasıyla Şeref Han itaate davet edilmiş. Van Beylerbeyi ile Hakkari ve Mahmudi hakimlerinin aracılığı ile nihayet kendisine Bitlis sancağı beyliği ocaklık suretiyle verilmiştir (1578).

On sene müddetle Şark seferlerine katılıp, çeşitli muharebelerde hazır bulundu. Bu arada Revan’ın zapt ve tahkimi ile biten sefer sırasında, Tiflis’e yapılan sevkıyatta gösterdiği yararlılık dolayısıyla kendisine ayrıca çevresiyle beraber Muş nahiyesi tevcih olundu. Şeref Han 1579’da oğlu Şemseddin Bey lehine Bitlis hakimliğinden çekilmiş.

Müellifin Şaraf-name adını taşıyan Farsça tarihi, Kürtlerin menşei, örfleri, dağıldıkları sahalar ve muhtelif sülaleleri hakkında bilgiler içermektedir. Müellifin kendi hal tercümesini ve 1597’ye kadar kısaca Osmanlı ve muasır İran ve Turan hükümdarları tarihini ihtiva eder.[3]

 

 

2. İdris-i Bidlisi

 

İdris-i Bidlisi Mevlana Hakim, devlet adamı ve tarihçi Omar Yasir tarikatına mensup Süfi al-Din’in oğlu olup, evvela Ak-koyunlu Türkmenlerinin Sultanı Uzun Hasan’ın oğlu Yakub’un yanında bir memur idi.

Osmanlı Sultanı II. Bayezid’in zaferi münasebetiyle gönderdiği mektuba verdiği cevap, Sultanın Bidlisi’yi sarayına davetini mucib oldu. Bidlisi orada I. Selim’in hizmetinde kaldı. Selim’in İran’a karşı seferide ona refakat etti ve Selim namına Kürdistan’ı zapt etti. Bir Kürt ordusunun riyasetinde olarak İranileri mağlup, Mardin’i zapt etti. Al-Ruha (Edessa) ve Musul’un ilhakında faal bir rol oynayıp memleketi dahi işlerini, kuvvetli esaslara istinaden tanzim etti.

Sultan namına Hisn-Keyfa’yı Eyubi Halil’e ihsan etti. Mısır’ın fethinde de bulundu ve Selim’i temsilen yazdığı kaside de Mısır ‘ın idaresi hakkında ona birkaç nasihat vermek fırsatını elde etti. 926 81520)’da Selim’in lödüğü senede vefat etti ve ilk sekiz Osmanlı padişahı hakkında Farsça, manzum (80.000 beyit) Haşt-Bihişt adlı bir tarih bıraktı.[4]

 

 

 

 

3. Şükr-i Bitlisi

 

Osmanlı yazar ve tarihçilerindendir. (XVI.yy’ın ilk yarısında yaşamıştır.)İlk öğrenimini bugün kendi adıyla anılan Şükriye Medresesi’nde tamamlamış. IV. Emir Şeref’in hizmetine girmiştir. İstanbul’da Sultan I. Selim’in yanında da bulunmuş, Selimname adlı yapıtından dolayı ödüllendirilmiştir. Aynı yapıtı 1637’de Cevri, yeniden düzenleyerek yayınlamıştır.[5]

 

4. Şems-i Bitlisi

 

Şems-i Bitlisi, 1642 (H. 1050)yılında Hakkari’den gelerek Bitlis’e yerleşen Seyyid Molla Süleyman Baba’nın torunu ve Molla Abdulgafur Efendinin oğludur. Asıl adı Mahmut olan Şems-i Bitlisi 1715 yılında Bitlis’te doğmuştur.

Ailesinin geleneğine o dönemleri eğitim anlayışına uygun olarak yetiştirilen Mahmut, yedi yaşına geldiğinde, aynı zamanda bir bilim ve kültür yuvası olan aile ocağında, babasının gözetiminde ilkeli ve programlı biçimde öğrenim hayatına başladı. Temel eğitim olarak da niteleye bileyeceğimiz bu çocukluk dönemi öğrenimi yedi yıl sürdü.

Eğitim dönemi içinde, temel nitelikleri dinsel, toplum ve hayat bilgilerinin yanı sıra, Kur’an-ı Kerim’ide ezberleyen bu üstün yetenekli çocuk Arapça ve Farsça’yı da öğrenmiştir.

Şems-i Bitlisi 14 yaşına geldiğinde, babasının isteği üzerine en büyük kardeşi olan Hacı Hasan Hoca’nın gözetimi altında, öğretim hayatının ikinci evresi diyebileceğimiz, zahir bilimleri (İslam’i bilimler: Hadis, Fıkıh, Tevsir, Kelam) ile pozitif bilimlere (Matematik, Mantık, Astronomi, Tarih, Coğrafya) ve batın bilimi (Tasavvuf felsefesi) öğrenimine başladı. Eski Yunan’da Aristotales’in ve Stoa gibi düşünürlerinin  uyguladığı, bazı İslam düşünürlerinin de  benimsediği bir yöntem olan, karşılıklı konuşma, tartışma ve soru-cevap biçimde sürdürülen yoğun bir etkileşim yöntemine dayanıyordu.

Şems-i Bitlisi’nin öğrenim hayatındaki üçüncü evrenin, tahmine göre on sekiz yaşlarında bulunduğu sırada, Bitlis’e henüz gelip yerleşen Abdulcelil Hoca ile tanışması sonucu olmuştur. Abdulcelil Bitlisi olarak ün kazanmış olan bu değerli hocadan aldığı dersler, Şems-i Bitlisi’yi özellikle tasavvuf alanında daha da olgunlaştırmıştır. Abdulcelil Hoca onu “Hilafet Hırkası” ile onurlandırmıştır. 

Şems-i Bitlisi, daha sonra Siirt yakınlarında bulunan Tillo’ya gider. Tillo’da Abdulvahap Hamzavi’den ders alır. Şems-i Bitlisi hocasının tavsiyesine uyarak Bağdat’a gider. Bağdat’ta ünlü İslam bilgini ve Mutasavvıf Şeyh Ahmed-i Şerif’ten ders alır. Bu bir mürşide bağlı olarak gerçekleştirdiği son öğrenim evresidir.

Şems-i Bitlisi otuz üç yaşında iken (1748) Kadirilik, bir yıl sonrada Nakşilik alanında icazetname alarak Bitlis’e döner. 1788 yılının 19 Haziran günü, yeni bir günün ışıkları Bitlis’i aydınlatırken, Bitlis’in güneşi sayılan bu yüce kişide doğumundan 73 yıl sonra Bitlis’in ufkundan Allah’ın rahmetine intikal etmiş.

Bitlis’i bir erdem ve irfan güneşi gibi aydınlatan bu yüce kişi, aralarında aynı zamanda halifeleri olan, Şeyh mahmut Üryani (Üryan Baba), Sultan Mustafa, Şeyh İsmail, Erzurumi, Şeyh Tahir Sami, Ahmed Faik Han (memo Zin’in müellifi),Şeyh İsa ve ağabeyi Süleyman Hoca’nın torunu olan Müştak Baba gibi Allah velileri, arifler, hocalar, şairler ve edipler bulunan çok değerli kişiler yetiştirerek, Bitlis’e armağan etmiştir.[6]

 

5.  Bediüzzaman Said Nursi

 

1876 yılında Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde dünyaya gelen Said Nursi, Nakşibendi tarikatına mensup olan bir ailenin çocuğu olarak yetişen; Said Nursi’nin kendisi Kadiri tarikatına bağlanmıştır. İlk eğitimini ağabeyi Abdullah’ın yanında  almış, ardından Molla Muhammed Emin Taği’nin yanında eğitimin önemli bir kısmını tamamlamıştır.

                  Dokuz yaşında evden ayrılan Said Nursi’nin hayatının macerası bundan sonra başlamıştır. Kendi soyunun Hz. Muhammed’e dayandığını belirten Said Nursi, 16 yaşında İstanbul’a gitmiş, 1896 yılında Doğu Anadolu’nun  Osmanlıya olan bağlılığının daha da pekişmesi için  hükümet nezdinde bir Daru’l Funun’un açılması talebinde bulunmuş. Ayrıca mevcut okullarda eğitimin daha faydalı olması için Kürtçe bilen öğretmenlerin atanmasını talep etmiştir.

            İstanbul’da bulunduğu sırada kurulan İttihadı Muhammedi Cemiyetinin kurucuları arasında yer almış, Meşrutiyetin ilanına destek vermiş ve İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetine önceleri desteklemiş ise de daha sonra bu destekten vaz geçmiştir.

Yirminci asrın başlarında tekrar Doğu Anadolu’ya dönen Said Nursi burda kendi medresesini kurmuş ve hem dini hem de silahlı eğitim vermiştir. Yetiştirdiği talebelerinden “Keçe Külahlılar” olarak nam salan bir birlik kurmuş ve Ermeniler’e karşı bu talebeleriyle birlikte mücadele etmiştir.

I. dünya Savaşı’nda  Enver Paşa komutasında gönüllü alay komutanı olarak görev yapmış ve bu savaşta Ruslara esir düşmüştür. Üç yıllık esaretten sonra İstanbul’a dönmüş ve millet vekili olarak meclise girmiştir. Hükümetle zıtlaştığı için vekilliği bırakarak Van’a dönmüş ve inzivaya çekilmiştir.

1925 yılındaki Şeyh Said isyanına destek vereceği endişesi ile yakalanarak Burdur’a Sürülmüştür. Halbuki o, Şeyh Said’in davetine: “Bin yıldır İslam’a bayraktarlık yapan bu milleti torununa kılıç çekilmez” diye ret cevabı vermiştir. Bundan sonraki hayatının büyük çoğunluğu sürgün ve hapislerde geçen Said Nursi, hayatının her döneminde müspet mücadele yolunu  seçerek menfi hareketlerde bulunmaktan kaçınmıştır. O hayatında temel ideoloji olarak Komünizme karşı gençliğin imanını koruma yolunu seçmiştir.

Kurucusu olduğu Nurculuk  hareketi kendinden sonra çok farklı kollara ayrılmıştır. Kendi hareketini daima tarikatsal bir mecraya girmekten korumuştur ve o bunu şu sözü ile dile getirmiştir: “zaman tarikat zamanı değil hakikat zamanıdır” der. Said Nursi, kendisinden önce ve sonraki alimlerden farlı bir bakış açısı ile Kur’an’a  yaklaşmış, dini eğitimin  yanında fenni eğitimi de savunan Said Nursi, düşüncelerini mantık çerçevesine oturtmaya gayret etmiştir.

1960 yılında 84 yaşında iken Urfa’da vefat etmiştir. Kendi vasiyetinden dolayı mezarı gizlenmiş ve bu gün hala nerede gömülü olduğu bilinmemektedir.[7] 

 

 

 
 


KOYUNLU DUYURU PANOSU





*** KÖYÜMÜZÜN ESKİ VE BELKİ NİCESİ VEFAT ETMİŞ YENİ FOTOGRAFLAR BULDUK.ANASAYFAMIZDA YAYINLADIK.SİZLERİN HİZMETİNE SUNDUK.İYİ KEYİFLER



***)ZİYARETÇİ DEFTERİMİZ YENİLENMİŞTİR.SİTE ZİYARETÇİLERİMİZE DUYURULUR.(28.01.2009)

***)MÜJDE!,MÜJDE!,MÜJDE! UZUN ZAMANDIR BEKLEDİĞİMİZ "koyunlufm" RADYOSU CANLI YAYINA BAŞLAMIŞTIR.HERKESE HAYIRLI OLSUN...




02.11.2008 TARİHİNDE EVLENEN TANER GÖK Ü TEBRİK EDER VE ÖMÜR BOYUNCA MUTLULUKLAR DİLERİZ...




***)SAYIN SİTE ZİYARETÇİLERİMİZ,26 EKİM 2008 ÜMRANİYE BOZ TEPE MAHALLESİNDE DÜĞÜNÜ YAPILMIŞTIR...MEHMET UYANIK'KUTLARIZ


DUYURULARINIZI GÖNDERİN YAYINLAYALIM
mail:koyunlu-ohin@hotmail.com

2)19 EKİM 2008 PAZAR GÜNÜ MALTEPE ZÜMRÜTEVLER MAHALLESİNDE KÖYÜMÜZÜN GENÇLERİNDEN "ÖZKAN KONUR ALLAH IN İZNİYLE EVLENMİŞTİR.KOYUNLU-OHİN.TR.GG AİLESİ OLARAK KENDİSİNE MUTLULUKLAR DİLERİZ..!...


BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİN...



BİZE YAYINLAMAK İSTEDİKLERİNİZİ GÖNDERİN YAYINLAYALIM...


koyunlu-ohin@hotmail.com
-------------------


----------

www.koyunlu-ohin.tr.gg

------------------------------------------

KOYUNLU REKLAM PANOSU




1)ARTIM TRAFİK - AK SİGORTA aracılık hizmetleri /ŞENOL ARTIM -- ADRES:M.Akif ersoy mah. fatih bulvarı No:200 murat işhanı sultanbeyli-ist
TEL: 0216 419 26 66 -0535 844 34 16- 0532 559 62 13


2)ARTIM İLETİŞİM / ŞENOL ARTIM ADRES:Orhangazi mah.Cihan caddesi No:23 sultanbeyli-istanbul


3)

3)PAKER BOYA VE KiMYA SAN.TiC LTD SiT.BARISMAH.BARIS CAD.NO:25 GEBZE KOCAELi--05334948496
ERCAN BABAYiGiT


4) EMEK GRUP SİGORTA HİZMETLERİ
ŞENER UYANIK-FATİH UYANIK
0533 451 7097
MERKEZ:ADNAN MENDERS MAH.T.ÖZAL CAD.NO:1/3
EMEK- BURSA
TEL:0224 241 5715 -TEL/FAX:0224 242 3262
ŞUBE:ARZUHALCİLER ÇARŞISI NO:32
ACEMLER -BURSA



5)ŞİRİN SİGORTA VE VE ARACILIK HİZM.LTD.ŞTİ.
.MEHMETE ŞİRİN UYANIK

ADRES:Fatih Bulvarı No:278/ SULTANBEYLİ-İSTANBUL
TEL:0532 681 3241-
0216 398 9151-FAX:0216 398 9873
MAİL:sirinsigorta@aksigorta.net

REKLAMLARINIZI GÖNDERİN BEDAVA YAYINLAYALIM.

-----------

SİTEMİZİN HALKIMIZA HİZMETİDİR.

mail:
koyunlu-ohin@hotmail.com

www.koyunlu-ohin.tr.gg
<

Facebook beğen
 
BİTLİS VE İLÇE HABERLERİ
 

www.koyunlu-ohin.tr.gg

SİTE YÖNETİCİSİYLE MESAJLAŞ
 
HAVA DURUMU
 

www.koyunlu-ohin.tr.gg
 
SİTENİN HER HAKKI S.E GRUP EB TASARIM İÇİN SAKLIDIR.HER TÜRLÜ KOPYALAMA VE BİLGİ ALMA İZİNSİZ YAPILAMAZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol